22 Mart 2014 Cumartesi

Ne olur ne olmaz sen genede unutma beni...



Bazen gözlerin geliyor aklıma. Kömür karası , o güzel gözlerin. Seninle dinlediğimiz şarkıları, üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen, her dinlediğimde hüzünleniyorum hala. Hala seviyor musun dersen , cevabım tabi ki hayır ! Ama neden bilmem içimde bir yerde kanayan bir yara var sanki. Zaman zaman kabuk bağlıyor, zaman zaman da yeniden kanamaya başlıyor sanki. Bir şiir okuduğumda canlanıveriyorsun birden gözlerimin önünde. Yada o kahrolası şarkıları dinlediğimde alıp götürüyor zihnim beni çok uzaklara, seninle olan yıllara. Hatırlamak istediğim birçok şeyi hatırlayamayan ben, söz konusu sen olunca bir bilgin edasıyla anımsayıveriyorum herşeyi. Seninle ilgili gördüğüm rüyalar bile capcanlı duruyor zihnimde ve yerli yersiz fırlayıp yerlerinden geliyorlar aklıma. Neden bilmiyorum ama bir türlü tamamen silemiyorum seni, atamıyorum kafamdan. Kalbimde yerin yok hala biliyorum ama zihnimden neden seni atamadığım sorusunun cevabını bulamıyorum bir türlü.
Çok sevmiştim ben seni zamanında. Ne çok anımız var seninle, kısacık bir zaman diliminde geçirilen.Ruhum benden bağımsız hareket ediyor bazen, uçup gidiyor sanki çok uzaklara anlık da olsa... Gidiyor, seninle olan anları tekrar yaşıyor ve geri dönüyor gibi. Neden bilmiyorum ama birlikte dinlediğimiz o şarkı hala ağlatıyor beni. Sen de hatırlıyor musun acaba arada sırada beni ? Hep düşünme beni istemem öylesini, ama benim gibi, kendinden bağımsız da olsa, hatırlıyor musun arada gözlerimi ? Hatırlarsan ismimi, şeklimi, unutmaya çalışma e mi ? Belki birgün karşılaşırsak hiç umulmayan bir yerde, selamlaşırız en azından, yıllarca anımsarım o selamlaşmamızı bile belki...Ne olur ne olmaz, sen genede unutma beni...
i.y.ayboran

hayat insana çok şey öğretiyor...

hayat insana çok şey öğretiyor...
mesela iyi gününde herkes yanındayken kötü günde iğneyle kuyu kazmaya benziyor etrafında dost bulmak...
sen iyiyken etrafında olan herkes sen düşünce ilgiyi alakayı kesiyorlar nedense...
sorsan herkesin kendine göre derdi var...
bana sorsan belki bende iyi bir insan olamamışımdır...
belki şimdi yanımda olmasını istediğim kimse yoksa yanımda belki de bende zamanında insanların yanında olamamışımdır yeteri kadar...
ama kimse sormuyor nedense...
nasılsın diye sormuyorlar mesela...
iyimisin diye, bir ihtiyacın var mı diye?
evet belki bende eskiden pek de istediğim düzeyde iyi olmayı becerememiş olabilirim... ama asla düşen dostuma arkamı dönmek nedir bilmedim...
az da olsa , ucundan da olsa destek olmaya çalıştım sevdiğim  herkese... 
ama becerebildim ama beceremedim bilemiyorum...
tek bildiğim ben iyi de olsam kötü de olsam farketmez, düşenin dostu olmuyormuş işte yaşayarak anladım ben acı bir şekilde...
şimdi kimseye sitem etmiyorum... kimseye kızmıyorum neden yanımda yoksunuz diye... düşmeme müsade eden allah kalkmama da yardım eder elbet... her acı bir tecrübe oluyor hayatta işte... 
biliyorum ki beni seven insanlar var tıpkı benim onları sevdiğim gibi...
ama sonsuz güven denen kavram var mı artık hayatımda diye düşününce işte orada bi duraksıyorum... sanırım yaşadıklarım bana acımasız olmayı öğretti çünkü artık kimseye pek güvenemiyorum... kendime bile ! 

i.y.ayboran

anı yaşamak gerek...

çocukluğum ne güzeldi...
peki ya gençliğim ona ne demeli...
hey gidi günler hey, ne mutluyduk be eskiden, şimdi öyle mi !
geçen sene herşey daha güzeldi sanki...
geçen ay ne de mutluymuşum meğer farkında değilmişim...
ah 2 gün öncesine bi dönebilsem...
tanıdık geldi mi bu cümleler sizlere de?  sürekli sarfettiğim ve etrafımdakilerden genellikle duyduğum cümlelerden birkaçıydı bunlar sadece...
geçmiş...
geçmiş geçmiyor bi türlü nedense... sürekli oradayız... anlattıklarımız, düşündüklerimiz,hayallerimiz,içimiz dışımız hep geçmiş... yada en azından benim öyle diyebilirim...
keşke öyle yapmasaydım, keşke şöyle demeseydim, keşke o anın tadına varabilseydim...
iyide şuan içinde bulunduğumuz dakika da 1 dakika sonra geçmiş olmayacak mı ?
olacak değil mi? nede acı geliyor böyle söyleyince kulağa...
peki madem içinde bulunduğumuz her an kıymetli, yaşadığımız her an biraz sonra geçmiş olacak, öyleyse geçmişe pişmanlık öfke duymak ne diye? biz geçmişi düşünürken şimdiyi de harcıyoruz öyleyse...
üç ay önce, bir yıl önce yada çok çok daha önce çok mutluyduk diyelim, tamam öyle olsun... peki, şimdiyi geçmişi düşünerek harcarsak bir daha öyle güzel anlar yakalayabilecek miyiz? madem geçmişte mutlu günlerimiz vardı, madem geçmiş güzeldi, öyleyse anın tadını çıkarmaya çalışarak, geçmişe taşıyacağımız her anı güzelleştirmek daha doğru değil mi? bence öylesi doğru...
bence geçmişin zincirlerinden kurtulmak gerek... bence her anı doyasıya yaşamak, an acıysa bile geçeceğini bilip ona göre haykırmak gerek... mutlu olmak gerek... mutlu etmek gerek... gülümsemek gerek,gülmek gerek, kahkaha atmak gerek... şükretmek gerek... bugün mutsuz olduğumuzu sandığımız günleri gün gelir ne güzel günlerdi diye hatırlayabiliriz... gün gelir mutsuzuz sandığımız andan daha mutsuz anlar yaşayabiliriz... öyleyse neden bu karamsarlık... neden bu hüzün... 
Allah sağlık versin de, gerisi elbet gelir... elbet her an güzeldir... sadece kıymetini bilmek, farkında olmak gerekir...
i.y.ayboran

10 Mart 2014 Pazartesi

söylesene neden gittin?


her sözün aklımda daha dün gibi
hani hiç terketmeyecektin beni
sahi sen beni hiç sevmedin mi?
binlerce aşk sözünü yürekten söylemedin mi?
ah sevgilim!
gözlerin aklımda daha dün gibi
sanki az önce ellerimdeydi ellerin
hani bana söz vermiştin gitmeyecektin
hiç bırakmayacaktın beni!
ah sevgilim!
söylesene neden gittin
söylesene hiç mi sevmedin
ah sevgilim! söylesene neden gittin?

                                                i.y.ayboran